Ne çok bekledim seni. Ömrümün nasıl geçeceğini soran olursa cevabım ''onunla''olurdu. Şimdi ömrümün nasıl geçeceğini ya da ka...
Ne çok bekledim seni. Ömrümün nasıl geçeceğini soran olursa cevabım ''onunla''olurdu. Şimdi ömrümün nasıl geçeceğini ya da kalan hayatımı sensiz nasıl yaşayacağımı bilemiyorum. İnsan kendini buna hazırlayamıyor mu yoksa bu ihtimali göz ardı mı ediyor onu da bilemiyorum. Ne çok soru işareti var yine kafamda. Düşüncelerim aklımı esir almış da, esaretin bedelini nefesimin kesilmesiyle ödüyor gibiyim. Hani tam uykuya dalmak üzereyken gelen bir yerden düşüyormuş hissi ile birlikte bir sıçrama yaşanır ya da yüksek kasisli bir yoldan araçla geçerken kalbin sanki yukarıda kalır ya... İşte öyle bir şey senin artık olmayışını düşünmek. Her telefon çalışında ''ya o arıyorsa?'' şeklinde hissedilen, aynı yerde bulunma ihtimalinin kesinlikle olmadığını bildiğin halde bir yerde ya denk gelirsek diye düşünmeye sebep olan o his. Bir miktar hastalıklı diyebileceğim ama biraz da bu süreçlerden geçerken tutunmaya yarayan bir his.
Sessizliğin içinde boğulmak diye bir kavram varsa; dibine kadar yaşıyorum bu hayatta. Hatta kalabalıklar içinde yalnızlık gibi meşruluğu kesinleşmiş o duygusal metaforun gerçekliğini kalbimin derinlerindeki seslerin kesilmesiyle daha iyi benimsedim. Aslına bakarsak alnımın akıyla içinden çıkmak istemeyeceğim bir durum bu. Az önce de söyledim ya. BENİMSEDİM. Başkalarına ait her türlü karmaşadan uzak tamamen kendimle alakalı karmaşalara ait olmak müthiş bir his. Sanki yeni yeni var oluyormuşum gibi. Yıllarını bir şekilde hayatta kalmaya çabalayarak geçirmiş birinin yeniden doğması gibi. Ya da farkındalığına geç ulaşmış bir insanın bu sefer kendi için yeniden çabalaması gibi.
Derler ki; düşünceler değişir, hisler değişir, şimdi böyle hissetmene sebep olan ne varsa gün gelir evrimleşir. Ben buna o kadar inanıyorum ki. Ama bir yandan da hislerim değişmesin, şimdi böyle hissetmeme sebep olan her şey bana evrimleşip yeniden gelsin istiyorum. Ah ne hastalıklı bir kafa yapısı. Bazen ''Her şey olacağına varır'' sözünün nesini anlamadın da çırpınıp duruyorsun boş hayallerle diye kendi kendime ders veriyorum. Bazen de ''Düşüncelerine saygı duy!'' diye kendimi haklı çıkarıyorum.
Aslında her şeyden öte kendime zaman veriyorum. Her hissi, her düşünceyi iyice yaşayarak, onları içimde yok olana kadar eriterek onlara sahip çıkıyorum.
Günün sonunda hep en önemli ben, en hayatta kalanı ben ve en güzel sevenin ben olacağımı bilerek...
Ne çok bekledim seni. Ömrümün nasıl geçeceğini soran olursa cevabım ''onunla''olurdu. Şimdi ömrümün nasıl geçeceğini ya da ka...
Yorumlar