beyinist.com

YÜZLEŞME


 Bir gece ansızın zihnimde şimşekler çaktı ve tam karşıma gerçekler oturdu. Ete kemiğe bürünmüş gibi, küçük bir çoçuğun ihmal edilmiş hüznünü yüzüne yerleştirmiş fakat bakışlarında ise onu hiç dinlemediğime öfkeli bir ergenin asiliği var gibi. Birazdan büyük bir yüzleşme yaşanacak diye geçiriyorum içimden. Yalan olmasın biraz da kaçmak istedim yine ertelediğim içsel yüklerden. Fakat o küçük çocuk ve asi ergen bu sefer kararlı görünüyor. Kesinlikle kaçış olmadığını anlıyorum ve şu cümleler dökülüveriyor içimden.
 ''Hoşgeldin canım kendim''
Bu cümle sert geçeçek bir monoloğu yumuşatmak için yeterli olmayacaktı belki ama iyi bir başlangıç olabilir diye düşündüm. Önce o küçük  çocuk dökülüverdi her şeyi. ''Sen'' dedi bana. ''Sen nasıl beni bu hale getirdin?''. Küçük dediğim o çocuk bu soruyu bana nasıl bu kadar olgun sordu ve gözlerinden süzülen yaşlar nasıl bu kadar sıcaktı? Afalladım biraz ve ne cevap verebileceğimi düşündüm. Benim düşünmeme çok da  zaman tanımadan devam etti küçük çocuk: ''Hayallerim böyle değildi. Sana hep ulaşmaya,sesimi duyurmaya çalıştım. Neden beni susturmaya çalıştın?''. Bir anda neye uğradığımı şaşırdım. Susturmaya çalışmak mı? Neden beni duyamadın diye sormadı. -Neden beni SUSTURMAYA çalıştın?-diye sordu. Yani ben bu çocuğu duydum,dinledim ama kulak vermediğim gibi daha fazla konuşmasına fırsat vermedim öyle mi? Ah ben ne yaptım? İçimdeki çocugun tüm heveslerini öldürüp, üzerine belki de tamamına ''benim'' diyemeyeceğim bir hayat mı inşa ettim? Tek bir kelime insana bütün yaşamını nasıl sorgulatıyormuş o an anladım. Ve anladım ki o küçük çocuğun sesine zihnimi tamamen kapatarak bambaşka şeyler ile vakit öldürmüşüm. Ben zihnimde bu cümlenin ağırlığı altında her saniye  ezilirken, utancımdan söyleyecek tek bir söz bile bulamazken bir yumruk da o asi ergenden geliverdi. ''Haklı'' dedi o küçük çocuk için. Ve daha sert bir biçimde ''Uzun bir süre sana o çocuğun söylemek istediklerini duyurmak istedim. Öfkeyle, yoğun bir duygusallıkla ve bir çok şeyi reddederek.Hatırla bir zamanlar nasıl da sebep yokken öfkeli tavırlar sergiledin! Hatırla duyduğun tek bir söz için kaç gece gözyaşlarını yastığına feda ettin! Hatırlamak istemiyorsun değil mi? Çünkü hatırlarsan yeniden başlaman gerekir!''
  Zihnim bana oyun mu oynuyor? Deliriyor muyum? Yoksa yetişkin halimin bu küçük çocuğa ve o asi ergene verebilecek mantıklı bir cevap bulamamasına mı şaşırıyorum, bilmiyorum. Bir an için zihnim asi ergenin söylediği o son cümleyle dolup taştı.-Hatırlarsan yeniden başlaman gerekir!- Nasıl oluyor da onların söylediklerini hem bu kadar haklı ve mantıklı bulup hem de bu kadar korkuyorum? 
  Bu o kadar zor bir yüzleşme ki. Gerçekten korkutucu geliyor. Ya iç sesime yüz çevirdiğim için hiç de mutlu olmadığım hayatıma devam edeceğim ya da bu sefer onlara daha da sıkı sarılıp yeni bir düzen inşa edeceğim. Yeniden başlama fikri beni yavaşça çevremeleye başladı nedense. Üstelik bu sefer daha da güçlü bir şekilde; ben, içimdeki o küçük çocuk ve o asi ergen. Birbirinden çok farklı bu üçlüden çok güçlü bir yaşam elde etmenin zamanı şimdi.
  Beni fazlasıyla yoran ama müthiş bir farkındalıkla yeni olasıkların mümkün olduğunu hatırlatan bu yüzleşme bence çok güzel şeylere vesile.Ayrıca bu yüzleşmenin en büyük dersi: İnsan en çok kendisiyle konuşmalı ve hatta kendisiyle yeniden tanışmalı.
  
   

Yorumlar

Eposta adresiniz yayımlanmayacaktır,Gerekli alanlar işaretlenmiştir*.

Beyinist

Merhabalar,
Uzun zamandır kendimce bir şeyler yazıp, kenarda bırakıyordum. Kelimelere dökecek o kadar çok şey oluyor ki insanın hayatında. Gözlemlediklerimiz, hissettiklerimiz, özümsediklerimiz ve reddettiklerimiz. Kimileri bunları anlatır içini döker rahatlar,kimileri de benim gibi yazar.

Son Postlar
  • 1

    YÜZLEŞME